Neredeyse her alanda interneti kullanıyoruz ve saatlerimizi geçiriyoruz. Bütün bilgiler bir tık uzağımızda ama kıtalar arası internet nasıl sağlanıyor?
İnsanlığın ihtiyacına paralel ilerleyen teknoloji sayesinde bütün dünyayı bir ekrana sığdırmayı başardık. Elimizin altında bulunan akıllı cihazlar ile Wİ-Fİ (kablosuz internet) bağlanarak bütün işlemlerimizi yapabiliyoruz.
Bizler internet bağlantımızı Wİ-Fİ ile sağlarken kıtalar arası internet hala kablolar yardımıyla sağlanıyor. Bu kabloların çoğunluğu ise deniz altında bulunuyor.
Kıtaların birbirine bağlanmasını sağlayan internet hatlarının temeli telgraf cihazına kadar uzanmaktadır. Kıtalar arası ilk kablolu iletişim 1858 Kraliçe Viktoria ve ABD Başkanı James Buchan arasında Transatlantik telgraf hattı ile gerçekleşmiştir.
Dönemin teknolojik şartlarına göre çılgın bir deneme olan Trans Atlantik Telgraf hattı ilk denemede başarılı olsada hat üç hafta kadar dayanabilmiştir.
Günümüzde kıtalar arası internet bağlantısı deniz tabanına yerleştirilen fiber optik kablolar tarafından sağlanmaktadır.
Deniz tabanına yerleştirilen bu kablolar ilk başlarda yeterli yalıtımın olmaması nedeniyle kablo yüzeyinde oluşan elektriksel alanın köpek balıklarını etkileyerek ısırma duygusu uyandırması ciddi zararlar oluşmasına ve internet kopmalarına sebep olmaktadır.
Gelişen teknoloji ve bilim insanlarının yapmış olduğu çalışmalar sonucunda bu sorun çözülmüştür.
Neden Fiber Optik Kablo ?
Günlük yaşamda kullandığımız WİFİ ve kablolu internet bağlantısı kısa mesafelerde hızlı veri akışı sağlayarak ihtiyaçları karşılamaktadır.
Konu binlerce kilometre uzaklıkta ki noktalara veri akışı olduğunda bu bağlantı türleri istediğimiz hızlara erişememektedir. Uzak mesafelerde anlık iletişim hızını sağlamak için fiber optik kablolar devreye girmektedir.
Fiber optik kabloların iç yapısında temel olarak;
- Işığın geçtiği çekirdek
- Işığın çekirdekten dışarı yansımasını önleyen cam kılıf
- Fiziksel etkilerden koruyan en dıştaki plastik koruyucu kılıf
Fiber optik kabloların çekirdekleri sayesinde veri akışını ışık hızında sağlayabiliyoruz. Bu hız sayesinde dünyanın herhangi bir yerinde bulunan veriye saniyeler içinde sahip olabiliyoruz.
Deniz Tabanında Bulunan Fiber Optik Kablolar
Kıtalar arası verinin %99’u deniz altında yer alan ‘’Submarine Communications Cables ‘’ adlı kablolar tarafından sağlanıyor. Bu kablolar yüz binlerce kilometre uzunluğunda olabiliyor.
Kabloların yerleştirme işlemi ise Cable Layer denilen gemilerle yapılmaktadır. Yerleştirme işleminde deniz altında bulunan dağlar, resifler, mercan kayalıkları gibi birçok etmen dikkate alınarak özenle gerçekleştiriliyor.
Türkiye ‘de ise bu hat İstanbul üzerinden Mednautius Submarine System , Turcyos-1 ve Turcyos-2 hatları ile sağlanmaktadır.
Şimdilik dünyanın internet ihtiyacı bu kablolar sayesinde sağlanmaya devam ediyor. Önümüzde ki senelerde bu kablolu internet hatlarının yerini uydular alabilir.
SpaceX şirketinin kurucusu Elon Musk, bütün dünya‘nın internet bağlantısını uydular yardımı ile karşılamak için bir proje başlatmıştır.
Bu proje kapsamında dünyanın alçak yörüngesine 42 Bin adet Starlink uydusunu yerleştirerek ilk denemesini Twitter üzerinden bir mesaj yayınlayarak yapmıştır.
Belki gelecekte daha hızlı internet hatlarına sahip olabiliriz …..
